29 Eylül 2008 Pazartesi

türk tv tarihinde unutulmayan anlar #1

türk tarihine damgasını vuran karakterler ve türk tarihine damgasını vuran kelamlar serilermizden sonra türk tv tarihinde unutulmayan anlar serimizle karşınızdayız.

şu an üzerinde daha çeşitli materyal (foto-video vs.) toplamaya çalıştığımız ödevleri aşağıda bulabilirsiniz - ha oldu ki sizde bizim kadar kırıksınız ve bu materyaller sizde var, gönderin bize, lütfen gönderin, paylaşın.

unutmayın, bilgi paylaştıkça artar;

1. Reha Muhtar'ın Show Haber aracılığıyla Avrupa Birliğine seslenmesi ve Türkiye'nin şartlarını Avrupa Birliğine "biiir bizi baskı altına almayacaksınııız, ikiii..." şeklinde aktarması...

2. Hasan Ekinci'nin DYP Genel Başkan Yardımcısı sıfatıyla yaptığı basın açıklamasında "Bu hükümet hem kel hem fodul hem de ebleh..." üçlemesinin sonuncu kelimesini hatırlayamayıp birkaç kez ilk ikisini tekrarladıktan sonra elindeki kağıtları karıştırarak "ebleh" kelimesini bulması ve yaklaşık 1 dakika sonra üçlemeyi tamamlaması...

Durum: Video ve resim mevcut- yakında paylaşıyoruz.

3. BBG üçüncü dönem birincisi Kaan'ın annesinin İstanbul ikinci bölgeden bağımsız milletvekili adayı olması ve elinde oğlunun fotoğrafıyla dolaşıp "bu çocuğu ben yetiştirdim" diyerek haber bültenlerinde oy istemesi...

4. A Takımı'nda Levent Oran ile Alişan'ın tartışmasında Alişan'ın ezildiğini fark eden Özcan Deniz ve Hilmi Topaloğlu'nun programı basmaları...

5. Show Tv'nin "Kaçak" adlı yarışmasında, kaçan kişinin Bursa'da kendisini gören 10 kadar işgüzar tarafından "Kaçak lan bu!.." denilerek dövülmesi...

6. İspanya takımlarından biriyle oynadığımız bir maçta İsmet Badem'in yerinden kalkıp masa hakemine gitmesi ve kararı değiştirtmesi...

7. 98 yılında bir şampiyonlar ligi maçından önce Hakan Şükür'ün Fatih Terim'in yanına gidip "kıymayla mıymanın arasında ne fark vardır?" diye sorması, ardından Fatih Terim'in "git basımdan Hakan konsantre olmaya çalışıyorum!" demesi ve olayın saniye saniye Star aracılığıyla tüm Türkiye'ye izletilmesi...

8. Cansız manken Vahe Kılıçarslan'ın boğaz akıntısına karşı bir gemiyle yan yana yüzmeye çalışıp, bu gösterisi sırasında akıntıya kapılarak kameraya cansızca "beni kurtarın!" şeklinde bakması. Sudan kurtarılınca da en cansız ifadesinin ekranlara yansıması...

9. Uğur Dündar'ın Amerika'da Halil Bezmen'in evini bulduktan sonra evin bahçesindeki Halil Bezmen fedaisine tekme tokat girişmesi...

Durum: Özellikle bu konu hakkında detaylı malzeme bulmamız, hem bizim akıl sağlığımız hemde bilgi paylaşımı açısından önem taşıyor.

10. Bir kaç sene evvel bir magazin programında aniden alınan "Seren Serengil intihar ediyormuş!" haberiyle muhabirlerin Seren Serengil'in evine gitmeleri, dakikalarca kapıyı çalmaları ve "Seren aç kapıyı!" nidalarıyla kapıyı yumruklamaları ve fakat hepsinden daha da enteresanı, programda bu görüntü ekranlarımıza yansırken bir anda ekranlarımızda Seren Serengil'i leopar desenli saten pijamalarıyla ve yüzünde sahne makyajıyla yatağına oturmuş elinde bir kutu ilaçla görmemiz. Ardından Seren hanım'ın bir kutu ilacı içmesi ve içer içmez de yatağına yığılması, işte tam bu anda muhabirlerin (kırarak mı yoksa yatak odasındaki kameramanın yardımıyla mı bilinmez!) içeri girmesi. Seren Serengil'in bir muhabir tarafından kucaklanıp hastaneye götürülmesi...

Manyak Kaynak: shockhaber.com (artık yok..)

bayram tesbitleri...

İşimize geldikte ne oldu, böyle verimsiz bir gün olabilir mi? Gerçi sabah inanılmaz derecede zinde, dünyayı kurtarabilcekmiş bir enerji ile kalktım ama yazık.. Bu yarım yamalak haftaya başlangıç vesilesi ile şimdiden hepinizin bayramını kutlar, bol Alihan'lı günler dilerim..

Haftaya başlarken, haftasonu kafamıza takılan bir kaç tesbiti de sizinle paylaşmayı borç biliyorum; bayram öncesi bunları bir düşünün, irdeleyin.

Cem Yılmaz'ın yeni dvdsinin ekstra diskinde bir "hasta ve refakatci" skeci var, artık cogumuz biliyoruz bunu; refakatcinin tasvirine gülerken, Hepimiz Alihan'ız hareketi olarak aynı tatta iki tespitte bulunduk;

- Türlü izdivaçlarda görev almak üzere daima hazır bulunan bir aile büyüğü vardır. Misal, bir söz-nişan olacak bu amca keser; başka birisinin söz yada nişanı kıyması teklif dahi edilemez. Bizim ailemizdede vardı, Necati enişte. Aslında kimin gerçekten eniştesi olduğu unutulmuştur; herkesin eniştesidir o. Odur yani o kişi. Nikah şahidi olur, söz takar, nişan keser, türlü davet ve organizasyonlarda gavurların dedigi üzere "toss" yapar, kelam eder. Ama o kişi odur yani.

- Arkadaş gruplarında doğumgünü organizasyonlarından sorumlu bir kişi olur. Kim için bir buluşma organize edilecek, pasta, mum, maytap alınacak sayı ve tür bakımından bu kişiye sorulur. Bu kişi doğumgünü partisine geç kalan bir arkadaşa "pasta alma" görevini veren kişidir. "10 kişilik, krokanlı olsun, vişne olmasın. 5 Mum, ikide maytap kap" gibi bir repliği vardır. Yada doğumgünü organizasyonu ile ilgili bu kişi aranır her tür durumda. Bu vardır yani, o kişi odur. Başka biri olmaz.

küçüklerin gözlerinden, büyüklerin ellerinden öperiz.
esen kalın.

26 Eylül 2008 Cuma

türk tarihine damgasını vuran karakterler #3

barbaros hayrettin. debut çalışması "ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur" gibi türk insanının mizacına ters sözler içeren çalışmasına rağmen bir dönemin sevilen şahıslarından oldu. barış manço'nun "domates biber patlıcan" gibi anlamsız sözler içeren şarkılarından etkilenmiş olacak ki kendisi de hatırlayabildiğim kadarıyla iki şarkıyla (ben sizin babanızım, sevgilim sevgilim nasılsın) türk pop dünyasına girme kararı almıştı. "tamam domates biber patlıcan gibi bir şarkısı var barış manço'nun ama güzel kardeşim bu adamın "gülpembe"si de var efendime söyleyeyim, "dağlar dağlar"ı var "kol düğmeleri" var, bu iş sebze isimleri üzerinden yürümüyor" diye uyaran bir prodüktörü olmamasından dolayı bu iki şarkıyla kral tv ekranlarında arz-ı endam etmeye başlamıştı. daha çok bilinen şarkısı "ben sizin babanızım" olsa da sözlerindeki sitem ve vuruculuktan dolayı sevgilim sevgilim nasılsın her zaman benim favorim olmuştur. 

sevgilim sevgilim nasılsın
soğuk iç sesin kısılsın
köpüklü banyo yaparken 
birden sular kesilsin 

sevgilim sevgilim nasılsın
burnun kapıya kısılsın 
diskoda hop hop oynarken
kot pantolonun yırtılsın

şarkılarındaki absürd duruşu imajına da yansıtmayı kendine görev bilmişti kendisi. uzun kıvırcık saçları, süheyl uygur tarzı takım elbiseleri ve tabiki en önemlisi o muhteşem gözlükleriyle türk izleyicisinin aklına mıh gibi kazınmıştı. 

ben sizin babanızım şarkısının klibi için buyrun;



20 Eylül 2008 Cumartesi

ah savaş abi vah savaş abi


yukarıdaki karede dikkate değer bir kaç can alıcı nokta var. haydi hep beraber irdeleyelim;

1. programın ismi ve konsepti zaten Türkiye'nin bugün geldiği noktaya sebeptir. ya savaş abi, sana sorsak, "ben türkiyede olmayanı yaptım", "aksiyon habercilik getirdim", "onu yaptım, şunu yaptım, bızırdan yaladım, tartıştırdım,buldum çıkardım." dersin, ama deme savaş abi. sen keşke gazetende köşe yazmaya devam etseydin. veya "istanbul kanatlarımın altında"da olduğu gibi harbiden devamlı kayıkta çekseydin kafayı. ya kafan kel kaldı şapkadan gerçekten diyorum ya, yıllarımıza yazık ettin a takımını yaratarak. bi kere sen a takımından kimsin, john hannibal smithmi, murdockmu, b.a baracus mu? yoksa bütün takımın tek bünyede toplanmışı mısın? yani gerçek a takımını izledik yıllarca, adam çöp konteynırından tank yaptı be abi. senin geldiğin noktaya bak - zenciler iyi mi, kötü mü? abi sen bu gidişle anca sana gösterirlerse anlarsın iyimi kötümü, tartışmaya gerek yok..
2. yukarıda girişini yaptığım gibi; sağ üst köşede görüleceği üzere programda tartışılan "zenciler iyi mi, kötü mü?" ya ben bu kareyi inanılmaz alakasız gezerken buldum gerçekten ama şimdi o kadar mutluyum ki bulduğuma. aynı başka bi programında, bedri baykam, nihat doğan ve zekeriya beyazı tartıştırırken, konunun kıyametten emperyalist güçlere gelmesi gibi- bu konuda yine kimbilir hangi göt deliğinden çıktı acaba çok merak ediyorum. zencilerin iyi yada kötü olması, özellikle türkiye konjüktüründe hiçde önemi olmayan bir detay. ayrıca zenci iyi yada kötü olmaz, o iyi yada kötü insandır. zenci bunun pipisi kalın ve uzun olanıdır.
3. "ismini vermek istemeyen seyirci filiz ovar-ingiltere" hanımefendi ismini ağzından kaçırmış heralde arayınca, sorada geri yapamadığı için, "a şey kemkümhem ismimi vermesem ben" derken "çok geç hanımefendi canlı yayındasınız zenciler iyimi kötümü?" diye şaak diye kalmıştır. yada sadece a takımı rejisinin hayatından bezmiş ekip üyelerinden birinin daşak geçmesidir bu tüm türkiyeyle.

savaş ayı gerçekten sevmiyorum ya. bak sabah sabah başıma bi ağrı saplandı.

18 Eylül 2008 Perşembe

beslenme alışkanlıklarımız üzerine


Elimize ulaşan bir son dakika emaili için yayınımıza ara veriyoruz;

"Şişli'deki bir dürümcünün reklam broşüründen harfi harfine aktarılmıştır.

Diyet, perhiz, rejim gibi faaliyetler hedefte Türk delikanlılarının ve genelde de Türk milletinin devamını engellemek için dış mihraklar tarafından gündeme getirilmiş şuurlu bir düzmecedir. Gaye, eskiden bir koyunu, bir oturuşta götüren dev gibi babayiğit atalarımızı ve tarlada doğum yaptıktan sonra bebeğini kundaklayıp, elde orak tarlada çalışmaya devam eden Türk kadınlarını; kalori hesaplayan, hapşırınca yatağa giren, fitness ve aerobik yapan çıtkırıldım tiplere dönüştürmek ve büyük Türk ırkını Çinliler, Japonlar gibi sıska, zayıf ve sağlıksız bir ırk haline getirmektir.

İcabı halinde 240 kiloluk top mermisini tek başına namluya süren bir babayiğidin, kalori hesaplayan, yoğurtlu kebabı reddeden bir züppe haline getirilmesinden daha büyük bir soykırım olabilir mi?

İç yağının, kuyruk yağlarının, anamızın Vita yağının kolestrol yaptığı palavradır.

Kolestrol, kebapları yedikten sonra iki şişe soda içerek ayarlanabilecek bir gaz durumudur.

Sakın bu oyuna düşmeyin.

Feminizm, kadın hakları, çevre şuuru ve eşitlik adı altında Türk kızlarının akılları çelinerek, yemek yapmayı bilmeyen, bizim istikbalimiz olan yavrularını, abuk subuk yiyeceklerle yetiştirecek, damak zevki gelişmemiş, sunta kılıklı diyet bisküvilerini yiyecek sanan bir hale getirmişlerdir.

Ayrıca kör olası dış mihraklar, bu kızlarımıza kebap, soğan, çiğ köfte vb. Lezzetleri yiyen, bardak bardak şalgam suyu içen yiğitlerimize hanzo-kıro gibi sıfatlar takmayı öğretmişlerdir.

Ayrıca son yıllarda moda gibi gösterilmeye çalışılan Çin mutfağı diye birşey yoktur. Bu sözde mutfak, acaip zerzevat ile acaip mahlukatın, wok adı verilen bir tencerede yarı pişmiş yarı çiğ olarak hazırlanıp insanlara eziyet olsun diye sopalarla yenmesinden ibaret bir hokkabazlıktır. Sakın kanmayın, sakın yimeyin. Helal değildir!

Unutmayın su uyur, düşman uyumaz!"


kolesterol - gaz durumu tesbitinin yetkili bir merci (alihanın çizgisinden giden bir dürümcü) tarafından onaylanması içimizi rahatlattı. yıllardır aynı şeyi savunuyoruz. o 200-220 gibi kolesterol değerleride aslında basınç değeri, gaz basıncı. belli bir seviye üstüne çıkınca patlıyosunuz. basınç-fizik falan onlar devreye giriyor, yoksa iç organ, kan, atomik partiküller falan, haşa böyle birşey yok.

bu arada bayramda ailesel görevlerin tamamlanmasının akabinde akşamüstü uçağıyla adanaya gidiyorum. ertesi gün bir dostumla kiralayacağımız arabayla gaziantepte olacağız. yukarıda anlatılan bilimum ürünleride tüketiyor olacağız, hatta bu amaç etrafında oluşan bir fikirdi. pestil, ezme, baklava gibi yan ürünleride geri getiriyor olacağım.

bilginize sunulur.

3 Eylül 2008 Çarşamba

türk tarihine damgasını vuran karakterler #2

hazır bir alttaki yazıda türk erkeğinin pinpona olan merakı ve yeteneğinden bahsetmişken.
"i kiss you" mahir. gerçek adıyla mahir çağrı. daha siberalem, efendime söyleyeyim yonja filan yokken interneti bir çöpçatanlık aracı olarak kullanmayı akıl etmiş türk büyüğüdür kendisi. içinde kendisinin resimlerinin olduğu ve gayet kötü bir ingilizceyle donatılmış olan bu web sayfasının nasıl meşhur olduğu sanırım hala bilinmiyor. ama jet hızıyla hayatımıza giren mahir ilginçtir çok sevildi. günlerce konuşuldu, ana haber bültenlerine konuk oldu. bilhassa yurt dışında inanılmaz sevildi. internet sitelerinde mahir mugları, mouse padleri filan satılmaya başladı. rivayete göre dünyanın dört bir yanında kurulan fan clublarında toplam üye sayısı 100000 civarındaymış.

sitesini yenilese de o meşhur olduğu basit tasarımdan ve sıkıntılı ingilizceden vazgeçmiyor mahir. haklı da tabi, artık onun imzasi gibi birşey bu.

yazarın notu:
ben de buradan dünyanın dört bir yanındaki kızlara sesleniyorum. ben işin merchandising kısmında değilim. mugdan mousepad den gelecek parada gözüm yok. mahir'in bu çağrısına cevap veren manitaların yarısı bana cevap versin yeter.
ay kis yu lan.

türk tarihine damgasını vuran karakterler #1

2 Eylül 2008 Salı

pin-pon

her türk erkeği süpersonik güçlere sahip doğar. bu konuda hepimiz hem fikiriz. mesela, inanılmaz araba kullanır, büyük pipisi olur, n üssü n kare kadar top sektirebilir vs.

ama bu güçlerin en büyüğü ve özeli türk erkeğinin pinpona olan yatkınlığıdır.
ortaokul ve lise günlerinde bütün tenefüslerini bu spora ayırmak gibi hıyarca bir hareketin ötesinde (git iki karı kıza yaz dimi?), her türk erkeği yaşı kemale erdiğinde aynı sporu bir kendini diğerlerinden ayırma aracı olarak ta kullanacaktır.

her türk erkeğinin kendi lokalitesinde bir organizasyonda birinciliği, daha atmaya kalkarsa marmara bölge şampiyonluğu olduğu öğrenilir.
işi biraz daha ileri taşıyan çimkafalılarınsa balkan şampiyonluğu, karşısındakinin bunu yemeyeceğini kavrayan az daha akıllıların ise bu mecralarda ikincilik, üçüncülük hatta mansiyonları çıkar.
be güzel kardeşim, çinlimisin sen doğuştan topu kesebilme yetisiyle doğasın. halbuki düşünün bi kere, pinpon topu bayanların ilgi çekmek adına orasına burasına sokup sonra fırlatmak suretiyle eğlendikleri, bu kadar bayağı, sığ bir spordur aslında.

türk erkeğinin, dünyanın diğer bölgelerindeki pinpon dehaları karşısında tek öne çıkabileceği nokta, pinpon topunu mangal yakarken çıra niyetine kullanmaktır.

kaldı ki, pinpon topu gerçekten bir iki saniyeliğine cos diye yanar. bu arada genel bir yanılgıyı da buradan düzeltelim. masa tenisi yada ping pong değil, bu güzide sporun gerçek ismi pinpondur. her zaman dediğimiz gibi; gelmeyin böyle oyunlara...

bu arada pinponda üzerime tanımam, bulaşmayın - istanbul gençler dördüncülüğüm var.