2 Eylül 2008 Salı

pin-pon

her türk erkeği süpersonik güçlere sahip doğar. bu konuda hepimiz hem fikiriz. mesela, inanılmaz araba kullanır, büyük pipisi olur, n üssü n kare kadar top sektirebilir vs.

ama bu güçlerin en büyüğü ve özeli türk erkeğinin pinpona olan yatkınlığıdır.
ortaokul ve lise günlerinde bütün tenefüslerini bu spora ayırmak gibi hıyarca bir hareketin ötesinde (git iki karı kıza yaz dimi?), her türk erkeği yaşı kemale erdiğinde aynı sporu bir kendini diğerlerinden ayırma aracı olarak ta kullanacaktır.

her türk erkeğinin kendi lokalitesinde bir organizasyonda birinciliği, daha atmaya kalkarsa marmara bölge şampiyonluğu olduğu öğrenilir.
işi biraz daha ileri taşıyan çimkafalılarınsa balkan şampiyonluğu, karşısındakinin bunu yemeyeceğini kavrayan az daha akıllıların ise bu mecralarda ikincilik, üçüncülük hatta mansiyonları çıkar.
be güzel kardeşim, çinlimisin sen doğuştan topu kesebilme yetisiyle doğasın. halbuki düşünün bi kere, pinpon topu bayanların ilgi çekmek adına orasına burasına sokup sonra fırlatmak suretiyle eğlendikleri, bu kadar bayağı, sığ bir spordur aslında.

türk erkeğinin, dünyanın diğer bölgelerindeki pinpon dehaları karşısında tek öne çıkabileceği nokta, pinpon topunu mangal yakarken çıra niyetine kullanmaktır.

kaldı ki, pinpon topu gerçekten bir iki saniyeliğine cos diye yanar. bu arada genel bir yanılgıyı da buradan düzeltelim. masa tenisi yada ping pong değil, bu güzide sporun gerçek ismi pinpondur. her zaman dediğimiz gibi; gelmeyin böyle oyunlara...

bu arada pinponda üzerime tanımam, bulaşmayın - istanbul gençler dördüncülüğüm var.

Hiç yorum yok: